GÜNDOĞMUŞ KARAİN KALESİ’NE ZİYARET

H. Tuğrul Özeren

 Çocukluğumdan beri merak ettiğim bir yerdi burası. Aşağı bağ dediğimiz yerde, derenin diğer tarafındaki bir tepeye konuşlanmış bir yapı. Çeşitli rivayetler olsa da, kimler tarafından ve ne amaçla yapıldığı tam olarak bilinmiyor. Türk yapısı olmadığı söyleniyor. Rumlardan kalmış olabilir. Bugün birkaç arkadaş, gözümüzü karartarak buraya doğru gezmeye karar verdik. Puslu ve ılık bir hava vardı. Baharın canlılığı, kışın yavaş yavaş sona erip de toprağın canlanışı her yerde görülüyordu. 

Yamaç aşağıya epey yol aldıktan sonra, eski patikaları izleyerek dereye ulaştık. Dere çok gür ve hızlı akıyordu; yatağını dibine doğru çok aşındırmış olduğundan, karşı tarafa geçmek için en uygun yeri bulmamız epey zor oldu. Neyse ki geçebildik. Serüvenimizin birinci hatvesi bu şekilde tamamlanmış oldu. Sürekli indikten sonra, sürekli çıkmaya başladık bu sefer de. Bir süre patika yolu ve parsellere ayrılmış bağları izleyerek, yeşil ve nemli otları ezerek yol aldık. Patika bittikten sonra, hisarımsı yapıya çıkabileceğimiz yol kalmadığı için çalıların ve dikenli ağaçların içinden geçe geçe bir saat kadar tırmandık. Murt ve menengiç yapraklarının taze kokusu, toprağın taze kokusuyla birleşip ciğerimizi açıyordu. Kendimize ve doğaya hiçbir zarar vermeden zirveye ulaştık. 

Aşağıdan göründüğünden çok daha büyük bir yapı ile karşılaştık. Yapının içi, duvarlardan dökülen taşlar, yabani otlar ve bodur ağaçlar ile dopdoluydu. İçerideki ve etraftaki taş yığınlarını görünce, buranın eskiden daha yüksek bir yapı olduğunu, zemine doğru bir katının daha olabileceğini düşündüm. Aşağı köşesinde, kuyu olduğunu tahmin ettiğim bir oyuk vardı, çünkü dairesel yapıdaydı ve içine doldurulan taşlara rağmen, örme duvarı kısmen seçilebiliyordu. Yapının çıkışında, 20 metre karelik bir düzlük var, buradaki toprağa çok sayıda kırmızı taş parçası karışmış. Kiremit çatılı olduğu, bu kiremitlerin zamanla yok olduğunu düşündüm. Duvarlardaki (çoğu kapanan) sayısız menfez, buranın bir zamanlar çok katlı olduğuna dair kapıldığım fikrimi kuvvetlendirdi çünkü gözetlemekten daha çok güneş ışığı alması için açılan menfezler gibiydi. Bütün manzaraya çok hakim bir yer burası. Gözetleme veya haberleşme amacıyla yapılmış olabilir. Tolkien’in, yüzüklerin efendisi kitabındaki haberleşme kuleleri geldi aklıma. 

Uzun lafın kısası, harcadığımız zamana fazlasıyla değdi. Memleketimiz ilginçlikler ve güzelliklerle dolu.